TARSUS Aziz (St.) Paul Kuyusu
Aziz Paul, Tarsus'da doğmuş ve babasının mesleği olan çadır bezi dokumacılığını yapmıştır. Tarsus'da Aziz Paul'un doğduğu ve yaşadığı ev olarak bilinen yapı kalıntısının ortasında bulunan kuyunun suyu, günümüzde halk arasında şifalı olarak bilinir. Bazı Hıristiyanlar, Hacı olmak için Kudüs'e gitmeden önce Tarsus'a uğrayarak Aziz Paul kuyusundan su içerler.
Aziz Paul, Tarsus'da doğmuş ve babasının mesleği olan çadır bezi dokumacılığını yapmıştır. Tarsus'da Aziz Paul'un doğduğu ve yaşadığı ev olarak bilinen yapı kalıntısının ortasında bulunan kuyunun suyu, günümüzde halk arasında şifalı olarak bilinir. Bazı Hıristiyanlar, Hacı olmak için Kudüs'e gitmeden önce Tarsus'a uğrayarak Aziz Paul kuyusundan su içerler.
Aziz Paul Kuyusu
Tarsus İlçe Merkezinde, Kızılmurat Mahallesinde Cumhuriyet Alanının yaklaşık 300 m kadar kuzeyinde, eski Tarsus evlerinin yoğun olduğu bölgede, öteden beri St.Paul'un evinin yeri olarak kabul edilen bir avluda bulunan kuyu, St.Paulus Kuyusu olarak bilinir. Bu evin bahçesinde yakın zamana kadar yapılan küçük bir kazı çalışmasında bazı duvarlar ortaya çıkarılmıştır. St.Paulus'un Hristyanlık için önemine bağlı olarak, bu kalıtıların ve kuyunun çok eskiden beri kutsal sayılması, kentte yakın zamana kadar yaşayan hristyan cemaatinin inancının izleri olarak yorumlanmaktadır.
Halen çevre düzenlemesi ve çevre istimlakları yapılmakta olan kuyunun çapı 1.15 m dir. Ağız taşının silindir biçiminde olmasına karşın, asıl kuyu gövdesi kare biçimindedir ve dörtgen kesme taşlarla yapılmıştır. Derinliği 38 m olan kuyunun suyu yaz- kış hiç eksilmez. Kudüs'e hacı olmak için yöreden geçen hristyanlarca kutsal sayılan bu kuyu suyundan içilir. Bunun yanısıra yapılan kazı çalışmalarında St.Paulus'un doğduğu ev olarak tahmin edilen evin taş duvarları St.Paul Kuyusu'nun hemen yanında gün ışığına çıkarılmıştır.
Halen çevre düzenlemesi ve çevre istimlakları yapılmakta olan kuyunun çapı 1.15 m dir. Ağız taşının silindir biçiminde olmasına karşın, asıl kuyu gövdesi kare biçimindedir ve dörtgen kesme taşlarla yapılmıştır. Derinliği 38 m olan kuyunun suyu yaz- kış hiç eksilmez. Kudüs'e hacı olmak için yöreden geçen hristyanlarca kutsal sayılan bu kuyu suyundan içilir. Bunun yanısıra yapılan kazı çalışmalarında St.Paulus'un doğduğu ev olarak tahmin edilen evin taş duvarları St.Paul Kuyusu'nun hemen yanında gün ışığına çıkarılmıştır.
29 Haziran 2008 ile 29 Haziran 2009 arasında tüm Katolik aleminde Aziz Paul Yılı olarak kutlanacak.
Aziz Paulus ( AZİZ PAVLOS ) aslında bir çadır dokumacısıydı. Hayatı aniden bir mucize ile değişti. İncil'de anlatılanlara göre bir gün Şam'a giderken gözleri tanrı tarafından kör edildi ve 3 gün boyunca göremedi. Daha sonra Hz. İsa, Hananya isimli bir inananını gönderdi ve Aziz Paulus'un gözlerini açtırdı ve onu Hıristiyanlığı yaymak üzere görevlendirdi. Bunun üzerine Aziz Paul, hayatını Hıristiyanlığı yaymaya adamış ve yollara düşmüş. Yanındakilerle birlikte Akdeniz’de ilk Hıristiyan kilise ve cemaatlerini kurmayı başaran Aziz Paul, M.S. 46'da başlayan misyonerlik çalışmalarını İspanya'ya kadar götürmeyi amaçlamış. Hz. İsa'dan sonra Hıristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynamıştır.
Asıl adı Saul olan Aziz Paul, Hıristiyanlığın ilk yıllarında Tarsus’ta doğdu. Roma vatandaşı olmasına rağmen Yahudi idi, Çocukluğunda İbranice öğrendi ve Yahudi eğitimi gördü. Çadır yapımı ve satımı üzerinde çalıştı. Genç bir adam olarak, Rabbi (Eğitmeni) Gamaliel’den ders almak için Kudüs’e gitti.
Dini görevleri sırasında Anadolu, Yunanistan, Suriye ve Filistin'i dolaştı. Paul diğer müridler gibi Yahudiler üzerinde ikna edici olmadı. Bu yüzden aldığı tepkiler sonucunda hayatı pek çok kez tehlikeye düştü. Yahudi olmayan topluluklara öğüt vermekte ise son derece başarılı oldu. Öyle başarılı oldu ki Musevi olmayanların Havarisi olması önerildi. Başka hiç kimse Hıristiyanlığın yayılma tarihinde bu kadar etken rol oynamadı.
Roma İmparatorluğu’nun doğusuna yaptığı üç misyoner seyahatten sonra Paul Kudüs’e döndü. Orada tutuklandı ve yargılanmak üzere Roma’ya gönderildi. Yargılanmanın nasıl sonuçlandığı Roma’yı terk edip etmediği belirlenmedi ancak M.S.64 yılında Roma şehri dışında idam edildi.
Aziz Paulus ( AZİZ PAVLOS ) aslında bir çadır dokumacısıydı. Hayatı aniden bir mucize ile değişti. İncil'de anlatılanlara göre bir gün Şam'a giderken gözleri tanrı tarafından kör edildi ve 3 gün boyunca göremedi. Daha sonra Hz. İsa, Hananya isimli bir inananını gönderdi ve Aziz Paulus'un gözlerini açtırdı ve onu Hıristiyanlığı yaymak üzere görevlendirdi. Bunun üzerine Aziz Paul, hayatını Hıristiyanlığı yaymaya adamış ve yollara düşmüş. Yanındakilerle birlikte Akdeniz’de ilk Hıristiyan kilise ve cemaatlerini kurmayı başaran Aziz Paul, M.S. 46'da başlayan misyonerlik çalışmalarını İspanya'ya kadar götürmeyi amaçlamış. Hz. İsa'dan sonra Hıristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynamıştır.
Asıl adı Saul olan Aziz Paul, Hıristiyanlığın ilk yıllarında Tarsus’ta doğdu. Roma vatandaşı olmasına rağmen Yahudi idi, Çocukluğunda İbranice öğrendi ve Yahudi eğitimi gördü. Çadır yapımı ve satımı üzerinde çalıştı. Genç bir adam olarak, Rabbi (Eğitmeni) Gamaliel’den ders almak için Kudüs’e gitti.
Dini görevleri sırasında Anadolu, Yunanistan, Suriye ve Filistin'i dolaştı. Paul diğer müridler gibi Yahudiler üzerinde ikna edici olmadı. Bu yüzden aldığı tepkiler sonucunda hayatı pek çok kez tehlikeye düştü. Yahudi olmayan topluluklara öğüt vermekte ise son derece başarılı oldu. Öyle başarılı oldu ki Musevi olmayanların Havarisi olması önerildi. Başka hiç kimse Hıristiyanlığın yayılma tarihinde bu kadar etken rol oynamadı.
Roma İmparatorluğu’nun doğusuna yaptığı üç misyoner seyahatten sonra Paul Kudüs’e döndü. Orada tutuklandı ve yargılanmak üzere Roma’ya gönderildi. Yargılanmanın nasıl sonuçlandığı Roma’yı terk edip etmediği belirlenmedi ancak M.S.64 yılında Roma şehri dışında idam edildi.
Aziz Paul’ün Hıristiyanlık üzerine etkileri üç şeye dayanır:
1- Misyoner olarak büyük başarısı
2- İncil’in yeni şeklinin en önemli kaynağı olan yazıları ve kitapları.
3- Hıristiyan Tanrıbiliminin oluşumundaki büyük rolü.
Yeni İncil’in 27 kitabından en az 14ü Aziz Paul tarafından yazılmıştır. Diğer kitaplardan yalınızca dört yada beşi tek bir kişi tarafından yazılmıştır.
Paul’ün Hıristiyanlığa yaptığı katkılar çok büyüktür, fikirleri şunlardan oluşmaktadır:
- İsa yalınız bir peygamber değil aynı zamanda kutsal bir insandı. Bizim günahlarımız yüzünden öldü. İnsanın kurtuluşu İncil’in emirlerine (Yasa) körü körüne uymakla olmaz, Salt İsa’ya inanmakla olur. Eğer insan İsa'ya inanırsa, bütün günahları af edilir. İncilin emrettiklerine (Yasa) uyarak kurtuluşa erişemeyeceğini savunduğu için aziz Paul, Yahudi geleneklerinde ayrılmayan, sünnet olan, hatta Musa’nın On emrine inanan Yahudilere bile, bu dini kapılarının açık olduğunu belirtti.
1- Misyoner olarak büyük başarısı
2- İncil’in yeni şeklinin en önemli kaynağı olan yazıları ve kitapları.
3- Hıristiyan Tanrıbiliminin oluşumundaki büyük rolü.
Yeni İncil’in 27 kitabından en az 14ü Aziz Paul tarafından yazılmıştır. Diğer kitaplardan yalınızca dört yada beşi tek bir kişi tarafından yazılmıştır.
Paul’ün Hıristiyanlığa yaptığı katkılar çok büyüktür, fikirleri şunlardan oluşmaktadır:
- İsa yalınız bir peygamber değil aynı zamanda kutsal bir insandı. Bizim günahlarımız yüzünden öldü. İnsanın kurtuluşu İncil’in emirlerine (Yasa) körü körüne uymakla olmaz, Salt İsa’ya inanmakla olur. Eğer insan İsa'ya inanırsa, bütün günahları af edilir. İncilin emrettiklerine (Yasa) uyarak kurtuluşa erişemeyeceğini savunduğu için aziz Paul, Yahudi geleneklerinde ayrılmayan, sünnet olan, hatta Musa’nın On emrine inanan Yahudilere bile, bu dini kapılarının açık olduğunu belirtti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder